Ayvalık’ta geçen romanların omurgasını çoğu zaman bellek oluşturur.
Bu belleğin merkezinde ise mübadele, yerinden edilme ve “ev” fikri vardır.
Okur, bu metinlerde Ayvalık’ı bir kartpostal olarak değil; insan hikâyeleriyle yoğrulmuş bir coğrafya olarak görür.
Bu başlığın en temel duraklarından biri hiç kuşkusuz Ahmet Yorulmaz’dır.
Yorulmaz; Ayvalık’ın kolektif hafızasını edebiyata dönüştüren isimdir.
📖 Önerilen Okumalar
Savaşın Çocukları
Roman, savaşın ve mübadelenin çocuklar üzerindeki etkisini merkezine alır. Ayvalık ve çevresi, bu travmanın sessiz tanığıdır. Evler, sokaklar, terk edilmişlik duygusu anlatının ana taşıyıcısıdır.
Kuşaklar
Kuşaklar arası aktarılan hafıza, Ayvalık’ta şekillenen bir aile öyküsüyle görünür olur. Roman, “geçmişin bugüne nasıl sızdığını” gösterir.
Girit’ten Cunda’ya
Doğrudan roman olmasa da, Ayvalık-Cunda hattının ruhunu anlamak için temel bir metindir. Okur, coğrafyanın insanla nasıl iç içe geçtiğini kavrar.
Bu metinlerde Ayvalık, bir dekor değil; hafızası olan bir karakterdir.
Okur olarak sokaklarda yürür, kapalı kapıların önünde durur, denize bakarken geçmişle yüzleşirsin.
Okurken seni daha çok etkileyen ne olur: olayların kendisi mi, yoksa mekânın taşıdığı sessizlik mi?