Ayvalık’ın rüzgâr ailesinde poyraz soğukkanlı ve net bir karakterse, lodos, tam aksine sıcak, duygusal, çabuk parlayan ve biraz da yaramazdır.
Çünkü lodos güneyden gelir ve Ayvalık’a, öyle hafif hafif değil, huyuyla suyuyla gelir.
Lodos estiğinde Ayvalık’ta tipik olarak şu işaretler görülür:
Hava ısınır. Kış günü bile “mont fazla geldi galiba” dersin.
Nem artar. Saçlar kabarır, aynalar buğulanır, balkona astığın çamaşır 2 gün kurumaz.
Deniz sakinleşemez. Kıyıya köpük köpük vurur, sahil yürüyüşünde yüzüne tuz sıçrar.
Balıkçılar tetikte olur. “Lodos balığı azdırır ama hava oynaktır” derler.
Ayvalık’ın lokallerinin lodosla ilişkisi biraz çalkantılıdır.
Kimisi sever:
“Lodos geldi mi sanki Akdeniz havası gelir.”
Kimisi sevmez:
“Başım ağrıyor, lodos var kesin.”
Ama herkesin hemfikir olduğu bir şey var:
Lodos Ayvalık’ı değiştirir.
Rüzgârın yönü değiştiğinde kasabanın ruh hâli bile değişir — sokaklarda bir hareketlenme, denizde bir kıpırtı, havada bir sıcaklık olur.
Lodosun en güzel yanı mı?
Gün batımını başka renge boyaması.
Lodoslu akşamüstünde gökyüzü sarı-turuncu tonlarda yanar; poyrazın mavisi kadar ünlü olmasa da, lodosun gün batımı çok romantiktir.