Ayvalık'ta Gastronomi; Ayvalık Balıkları ve Deniz Sofraları
Ayvalık’ın denizi sadece maviliğiyle değil, bereketiyle de ünlüdür. Sabah erkenden limana inersen, küçük teknelerden yükselen sesleri duyarsın: “Bugün papalina bol!”, “Lagos taze geldi!” Deniz burada hâlâ “sofraya giren dost” sayılır. Ayvalık’ta balık yemek bir törendir. Önce soğuk mezeler gelir, zeytinyağına bulanmış otlar, kalamar dolması, karides güveç, patlıcan salatası…Sonra ana kahraman sahneye çıkar: - Papalina (Ayvalık’ın simgesi; Ege sardalyası gibi ama daha minik, daha çıtır) - Lagos (ızgarasıyla dillere destan) - Levrek buğulama (limon, defne yaprağı ve sabır) - Ahtapot salatası (limon, sirke, biraz deniz havası) Cunda Adası’nda akşamüstü otur, güneş batarken deniz morlaşır. Bir yandan lagos ızgara gelir, bir yandan rüzgâr saçlarını okşar. Yan masada birileri rakı kadehlerini tokuşturur, “Ege böyle yaşanır” der gibi. Ayvalık’ın balık lokantaları aile gibidir. Garson seni isminle çağırır, “geçen sefer kalamar beğenmiştiniz” der. Yemek sadece doyurmaz; seni yavaşlatır, bağlar, hatırlatır. Sonra bir sessizlik olur. Deniz susar, tabakta son papalina kalır. İşte o an anlarsın: Bu kasabanın tadı, tuzu, ruhu aynı masadadır. 🌊🐟